Kenya Kahvenin ana vatanı olan Etiyopya’nın komşusu bir ülke. Afrika kıtasının güney batısında yer alıp kahve üretimi için gereken verimli topraklara da sahip. Buna rağmen kahve üretimi Kenya’da Etiyopya’ya göre neredeyse 1000 yıl sonra başlıyor. Kahvenin ilk olarak MS 850’li yıllarda Etiyopya’da keşfedildiğini, ticari olarak gelişiminin ise 1000-1100 arası olduğunu biliyoruz. Kenya’ya ise kahve Fransız sömürgesi olduğu dönemde yani 1893 yılında geliyor. Bu yüzden Kenya’da yetişen kahve tipleri de Etiyopya’ya göre oldukça farklı. Etiyopya’da üretim Typica diye adlandırılan Arabica tipi çekirdek ve onun binlerce varyetesi üstünde yapılırken, Kenya’da ise Bourbon varyetelerinin kahve üretimi oldukça yüksek.
Bourbon deyince konunun viski üretimi ile karıştırılmaması gerektiğini burada özellikle hatırlatalım. Bourbon tipi kahve çekirdeği ilk olarak Fransız Reunion Adalarında (eski adıyla Bourbon adalarında) keşfedildiği için bu adı alıyor ve sömürge döneminde Fransa yönetimi altına giren ekvator kuşağı ülkelerinin büyük kısmında Bourbon varyetesinin üretimi gerçekleştiriliyor.
Günümüzde Kenya’da kahve üretiminin yaklaşık %70’i küçük üreticiler ve çiftlikler tarafından sağlanıyor. Kadın iş gücüne de odaklanan Kenya hükümeti, kadınların kahve sektöründe çalışmasını destekliyor.
Detaylı Bilgi
Bu kahve paketini oluşturan çekirdek tiplerine baktığınızda SL28, SL34 ve Ruiru 11 olduğu dikkatinizi çekecektir. Kenya her ne kadar kahve için elverişli topraklara sahip olsa da Bourbon adalarından getirilen çekirdeklerde zaman içinde verimlilik konusunda sıkıntı yaşıyor. Kahve ağaçlarının düşmanı olan pas hastalığı da oluşmaya ve artmaya başlayınca, kahve iyileştirme çalışmaları başlatılıyor. Scott Agricultural Laboratories (şu anki adı National Agricultural Laboratories, NARL) tarafından yapılan çalışmalarla Bourbon tipi kahve genetiği hastalıklara karşı dirençli olacak, verimliliği artıracak yönde değiştiriliyor. Bu tip çekirdekler genetik değişiklik yaşadığı için Bourbon olarak değil SL (Scott Labs) ön takısı ve bir kod ile adlandırılıyor.
SL-28 ise Tanganyika’da (şimdiki Tanzanya) geliştirilip 1931’de Kenya’da üretimine başlanan bir çekirdek. SL-28 oldukça yüksek bir tadım kalitesi sunar, verimliliği düşük olsa da hastalıklara karşı dirençli bir çekirdektir. Bourbon tipine Mocha ve Yemen çekirdeklerinin genleri işlenerek üretilmiştir.
SL-34 Kenya Kabete’de yer alan Loresho üretim alanındaki Fransız ekimlerinden üretilmiş bir mutasyondur. Bronz uçlu geniş yapraklara sahip bir bitkidir. Verimliliği yüksek, hem aşırı yağışa hem de değişken hava koşullarına dayanıklı bir tiptir.
Ruiru11 ise SL-34 ve SL28’e göre daha geç üretimi yapılan bir tip. 1970’lerde başlayan çalışmalar 1985’te sonuçlanıyor. Ruiru'nun ilk testleri Hibrido de Timor ve Rume Sudan varyeteleri arasındayken, sonraki nesillerde yüksek tadım kalitesini sağlamak için geri çaprazlama yoluyla SL28 ve SL34 genleri de ekleniyor ve böylece berry hastalığı ve pas hastalığına karşı oldukça dirençli bir yapıya sahip bir varyete üretiliyor. Erken ekim ve hasat sağladığı için de çiftçiler açısından çeşitliliği artıran bir kahve varyetesi.
Nasıl İçilmeli / Demleme Yöntemi
Birçok Afrika kahvesinde olduğu gibi Kenya Muranga da filtre yöntemlerle oldukça iyi sonuç veriyor. V60, Pour over, Filtre Kahve Makinesi ve AeroPress sonuçları oldukça başarılı. Espresso olarak hazırladığınızda limonsu tatlar biraz daha ön planda yer alıyor.
Kimler Tercih Etmeli
Yumuşak içim seviyorsanız, badem tatlarını kahvede keyifli buluyorsanız, limon lezzeti arka planda olsun ama asidite yüksek olmasın diyorsanız tam size göre bir kahve.
Kime Uygun Değil
Yumuşak içimi olan çikolata tatları içermeyen bir kahve, sohbet ederken fincanın dibini nasıl gördüğünüzü anlamayacağınız türden diyebiliriz. Ancak sert ve uyandırıcı bir filtre kahve beklentiniz varsa size hitap etmeyebilir, espresso olarak hazırlandığında limon tadı ön planda olduğu için sadece özel damaklara hitap ediyor.